Bir önceki yazımda ‘’Osmanlı’nın Ramazan Gelenekleri’’ ecdadımız Osmanlının bahr-i bi payan (ucu bucağı olmayan) geleneklerinden ağzınıza bir parmak bal çalmak kabilinden, karınca kararınca bahsetmiştim. Bu yazımda yine bir geleneğinden (Ramazan (İftar) Topları)ndan bahsedeceğim lakin bu sefer Osmanlı Devleti – Türkiye Cumhuriyet karşılaştırması yaparak .
Osmanlı Dönemi Ramazan Topları
Osmanlı Padişahları umumiyetle iftar davetlerine gitmez Sarayda iftar davetleri verirlerdi. İlk defa halkın arasına katılarak saray dışında iftara katılma geleneğini başlatan Padişahımız II. Mahmud’dur.
Osmanlı’da Ramazan (İftar) topu geleneği de Sultan II. Mahmud döneminden itibaren uygulamaya konulmuş bir geleneğimizdir. İlk iftar ve imsak topu İstanbul için önce Anadolu Hisarından peşinden Rumeli Hisarından ve Yedikule Surlarından yapılmaktaydı. Topun patlamasıyla birlikte imsakta kaşıklar bırakılır, iftarda ise kaşıklar ele alınırdı.
Cumhuriyet Dönemi Ramazan Topları
Cumhuriyet rejimi kendisinden önceki rejime dair herşeyi yok etme yoluna gitmiş ve teb’asına (haşa!) siz Cumhuriyetle (M. Kemalle) var oldunuz halet-i ruhiyesiyle hareket eden bir hareket idi. Dolayısıyla Cumhuriyetin Ramazan topu anlayışının Osmanlıya nazaran daha farklı olacağı gerçeği zaten malumdur.
Cumhuriyet dönemimin en belirgin Ramazan topları 2003 yılından bu yana Taksim meydanında gözükmektedir. İftar ve imsak farketmezsızın her Haziran’ın sonlarında binlercesini Taksim sokaklarında görmek mümkün.
Şaka bir yana gerçekten bu nasıl bir rezilliktir, her sene mübarek ayda anadan dogma bir vaziyette, kim kimin üstünde belli olmayan bir topluluk %99’u müslüman kabul edilen bir memlekette nasıl oluyor da bu kadar ahlaksızlığı aleni olarak yapabiliyor? Yaptıkları yürüyüş yetmezmiş gibi bir de mükaddesatımıza ‘’Şaban’la Recep’in Aşkına Ramazan Engel Olamaz’’ tarzındaki ifadelerle dil uzatıyorlar. İnsanoğlu’nun hüviyet-i asliyyesine (yaradılışına) zıt/aykırı bu topluluk hangi akla, güce hizmet bu cesareti kendinde buluyor? Mukallidi olmaya çalıştıkları Batı’nın mı, kimin? Bunların sözlüğünde ar namus, haya, edep, din, iman, saygı, Allah korkusu gibi kelimeler yok…
Bakın ne güzel demiş Mehmet Akif Ersoy:
“Kim Demiş Avrupa İnsanı Medeni ?
Ne Edep Var Ne Hayâ Çırılçıplak Bedeni !
Eğer Medeniyet Açıp Saçmaksa Bedeni;
Desenize Hayvanlar Bizden Daha Medeni !”
Umarım şu mübarek Ramazan ayında devlet erkanı bu meseleyle ilgili birşeyler yapar zira mukaddesatımıza, toplumsal ahlakımıza karşı yapılan bu kadar aleni bir taaruz varken ve bu yürüyüş müslümanların kanını kaynatırken elem bir hadisenin belki de yeni bir ‘’Stonewall Hadisesi’’ nin ortaya çıkması sadece bir an meselesi olacaktır.
Kanla alınan bu toprakların üzerinden Din, Kültür ve Medeniyetimize aykırı böyle bir yürüyüşün karşısında olduğunu kamuoyuna bildiren ve sesini duyuramayan bütün STK’ları, vatandaşları kutlarım.
Mevla yolunuzu açık, küfre karşı duruşunuzu hep dik tutsun inşallah.
Not: Yazımız yazdığımda henüz İstanbul Valiliği bir açıklama yapmamıştı. Vali beye İptal kararından ötürü teşekkür ederim. Yalnız şöyle bir durum var ortada sadece Taksim de değil bütün vatan topraklarında bu minvaldeki kimseleri görmek istemiyoruz. Bunlar bize yıllarca ‘’Şeriat istiyorsan Arabistan’a gidin’’ diyorlardı ya hani şimdi de biz madem ‘’LGBTİ zümresinden biri olarak yaşamak istiyorsun o zaman Hollandaya gidin.’’ diyoruz.
Nurullah Mısıroğlu
14.06.2016
Nurullah Mısıroğlu
