Diriliş Postası Gazetesi Makaleler

Müslüman mahallesinde salyangoz satmak

Ecdad, bize kıssadan hisse kabilinden birçoğu tecrübeyle sabit hikmetli deyim ve atasözleri bırakmıştır. Bunlardan bir tanesi de “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” tabiridir.

Peki, bu tabir nasıl ortaya çıkmıştır? İşte kısaca hikâyesi: Bilindiği üzere İslâm dinine göre (mezheplerde farklılıklar vardır lakin büyük bir ekseriyetine göre) midye, istiridye, ıstakoz ve salyangoz gibi mahlûkları yemek haramdır. Bunun biliniyor olmasına rağmen müşteri çıkmayacağını bile bile Müslüman mahallelerinde bu gibi mahlûkatı satmaya çalışan kişilere bu tabir söylene söylene, bir deyim haline gelmiştir.

Geçenlerde arkadaşım Adnan Menderes Yavuzer’le kurmak istediği bir Gençlik Federasyonu için Üsküdar sokaklarını merkez binası olarak kullanabileceğimiz bir yer bulmak ümidiyle dolaşıyorduk. Arayışımız esnasında Üsküdar’ın o mânevî iklimini bozan, bu mânevî iklime uymayan o kadar çok şeye rastladık ki…

Federasyon binası için aradığımız neredeyse her yerden (kişiden) bize “Biz derneklere, federasyonlara vb. faaliyetler gösteren topluluklara yer vermiyoruz“ denildi. Sebebini sorduğumuzda ise “dernek” adı altındaki yerlerin kumar vb. melanetlerle iştigal halinde oldukları söylendi. Yani kısacası başkalarının yapmış olduğu günahın cezasını halis niyet üzere hizmet etmek isteyenler çekti/çekiyor.

Neyse, bir-iki saat gezindikten sonra son olarak Üsküdar’ın meşhur caddelerinden biri olan “Uncular Caddesi”nden geçiyorduk. Sağlı sollu neredeyse 2-3 dükkândan birinin ya kahvehâne ya da birahâne olarak faaliyet gösterdiğini gördük. Bunlar yetmiyormuş gibi bir de caddenin başına “Yaşam Aile Kilisesi Merkezi” adı altında Hıristiyanlık propagandası yapan yeni bir yerin açıldığını gördük. Şimdi anlıyorsunuzdur başlığın neden “Müslüman mahallesinde salyangoz satmak” olduğunu.

İşte “Yaşam Aile Kilisesi Merkezi”nin kendi sitesinde kendilerini tanıtan ve insanları oraya çekmek adına ne tarz programlar yaptıklarına dâir bilgileri ihtiva eden “hakkımızda” sayfasında yazanlar: “Yaşam Kilisesi İstanbul Bağdat Caddesi’nde ve Üsküdar’da bir araya gelen, Türkçe konuşan, uluslararası bir Hıristiyan topluluğudur. İncil’e güvenip, İsa Mesih’i dünyanın kurtarıcısı olarak kabul ederiz. Tarihsel Hıristiyan inançlarına katılmakla birlikte tarzımız oldukça modern, rahat ve canlıdır.

Pazar ayinlerimiz (Bağdat Caddesi’nde ve Üsküdar’da) herkese açıktır, bizi istediğiniz zaman ziyaret edebilirsiniz. Topluluğumuz 2011 yılında kurulmuştur ve ulus, kültür, sosyal statü, dini köken farkları gözetmeden; herkese Tanrı’nın sevgisini, kabulünü ve affını tatma fırsatını verecek bir ortam sağlayarak, herkesi kabul etmektedir. İnancımız hakkında bilgi almak isteyen herkes, Türkçe olarak hazırlanan ve Hıristiyan inancının temel değerlerini öğretmeyi amaçlayan Alfa Kursu derslerimize çekinmeden katılabilir. Kilisemiz ayrıca hem yetişkin hem de çocuklar için ücretsiz İngilizce kursları, kermes ve yardım toplantıları gibi toplumsal fayda yönü olan etkinlikler ile çevre halkına ve bütün topluma bir artı değer kazandırıyor. Resmi olarak Yaşam Kilisesi, Kadıköy Uluslararası Topluluğu Kilisesi Derneği Temsilciliğidir. Kilisemiz aynı zamanda Protestan Kiliseler Derneğinin üyesidir. Tanrı’yı yücelterek İsa Mesih’in müjdesini ilan etmek ve Tanrı’nın hepimize bağışladığı yeni yaşamın İstanbul’daki örneği olmak amacındayız.”

Yüzde 100’e yakını Müslüman olan bir ülkede hiçbir Müslüman bu gibi iman çalan müesseselerin faaliyet halinde olmasını istemez. Hadi diyelim ki, Beyoğlu, Kadıköy vb. yerlere bu müesseselerin açılmasına göz yumuldu, peki bu yeri İstanbul’un en muhafazakar semtlerinden biri olan Üsküdar’a açmak ne oluyor, bunun altında bir çıban, bir proje, bir fitne yok mudur? Beyoğlu, Kadıköy vb. semtlerde nelerin döndüğünü, nasıl semtler olduğunu daha önce “Fatih’in Kadıköyü’nden günümüz Kadıköy’üne” başlıklı yazımda anlatmıştım, bu gibi semtlerde salyangozlarına müşteri bulma oranları diğer semtlere nazaran biraz daha yüksek tabi ama buna bile bir Müslüman olarak vicdanım el vermiyor.

Buradan bütün devlet amirlerimize, belediye başkanlarımıza, valilerimize vs. sesleniyorum; lütfen bu toprakları kanlarıyla sulamış olan ecdadımızın mirasına, topraklarımıza, gençlerimize, hayırlı hizmetler yapmak isteyenlere sahip çıkalım ve şer, bâtıl, fitne ve günah yuvalarına fırsat, imkân vermeyelim.

AMİN.

Nurullah Mısıroğlu

Diriliş Postası, 09. Mayıs. 2016


Nurullah Mısıroğlu

Web Site – Facebook – Instagram – Twitter